Rahman ve Rahim olan Allah(cc)'ın adıyla.
Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir soruya kendimce cevap arıyorum. Acaba günümüz Türkiye'sinde kadınların yeri nerede yada neresi mi demeliydim?
Uzunca bir süredir etrafımdaki insanları bir köşeye çeklip izliyorum. Bazen bakıyorum da içim kan ağlıyor. Düşüncelerimi birileriyle paylaşıyorum yada. Sonuç yine içler acısı.
Benim gözümde bir bayan, yaş grubu her ne olursa olsun, hayatın devamına şekil veren kişi gibigeliyor. Bir çocuğa hayat felsefesini, hayat tarzını anlatan öğreten bir anneden daha etkili kim olabilir ki? Etrafıma baktığımda gördüğüm her bayana bir anne, hayatın devamında gelecek neslin marangozlarını görüyorum ve üzlüyorum.
Bundan asırlar önce bayanları ayaklar altından alıp, cenneti ayaklarının altına seren Mukaddes dinimize ramen bu gün bayanların dünyalık meşgalelere bu kadar bağlanıp kendilerini, o kutsallıklarını hiçe sayıp tekrar kendini dünyalık meta olark görmeleri beni üzüntüye boğuyor.
Belki ilk başda dünyalık meta deyince biraz ağır gibi duruyor ama,ayakları altına cennet serilmişken, kendilerini çevre baskılarıyla, "ekonomik özgürlük" zırvalarıyla! karşı karşı getirmişken, bu kadar yüceliği bir kenara bırakıp sonunda bir kaç kişinin ağız kokusunu çekmek pahasına üç kuruşluk işler yapmaları benim yüreğimi acıtmakta.
Bir kurumda bir bayanı temizlik yaparken gördüğümde içim parçalanıyor. Neden eli öpülesi, ayağının altında cennet olan biri neden böyle bir işle meşgul olsun. Bundan daha önemlisi ise, neden geleceğin neslini anne şefkatinden bu kadar mahrum bırakırlar.
"Ekonomik özgürlük" zırvası dedim. Acaba bir iş yerinde çalışmak gerçekten ekonomik özgürlük müdür? Bence hayır. Asla değildir. Kişinin özgürlüğünün patronunun, amirinin iki dudağı arasında olan bir özgürlük. Bayanların beni en çok şaşırtan bu düşünceleri, üç kuruş için patronlarının, amirlerinin onca sözlerine, aşağılamalarına, azarlamalarına katlanırlar ama eşlerine tahammül edemezler.
...
...
...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Materyalist
O kadar materyalist bir düzenin içerisinde kaldık ki. Ağır geliyor. Söz konusu para ve paranın alabilecekleri olunca kimsenin gözü başka bir...
-
Lepistesler sanılanın aksine eski suyu severler yaşadıklar ortamlar pırıl pırıl berrak sular değillerdir. Küçük akvaryumlarınıza büy...
-
Babillilerin bayramı idi. Onların âdetlerine göre; bayram gelir gelmez, küçük-büyük, kadın-erkek, zengin-fakir kim varsa, bayram yerine ko...
-
İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır Okumaktan murat ne Kişi Hak'kı bilmekti...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder