20 Aralık 2015 Pazar

Sakın Terk-i Edebden

Sakın terk-i edepten, kûy-i Mahbûb-i Hudâ'dır bu;
Nazargâh-ı ilâhîdir makam-ı Mustafâ'dır bu.!..

Felekte mâh-ı nev Bâbu's-selâm'ın sîne-çâkidir;
Bunun kandîli, cevzâ matla-ı nûr-i ziyâdır bu!

Habîb-i Kibriyâ'nın, hâbgâhıdır fazîlette;
Tefevvuk kerde-i arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ'dır bu.

Bu hâkin pertevinden oldu, deycûr-i adem zâil;
Amâdan açtı mevcûdât, çeşmin tûtiyâdır bu.

Murââd-ı edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha;
Metâf-i kudsiyândır, bûsegâh-ı enbiyâdır bu.!
Nâbî


Ümmetinden olduğu bizzat Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber tarafından beyan edilen Nâbî'nin, bu naatının günümüz Türkçesiyle açıklamasını ve naatın yazılış sebebini aşağıda okuyacaksınız. "İnanç ve kültürümüzde hac ve bayram"ı konu edindiğimiz elinizdeki sayımıza bu naatla başlamanın uygun olacağını düşündük:

*Burası; Allah Sevgilisi'nin beldesi, Hazret-i Peygamber'in Cenab-ı Hakk'ın nazar buyurduğu Temiz Bahçe'si (Ravza-i Nebî)dir; (öyleyse) edep hatası işlemekten (tir tir titreyerek) sakın!

*Bu gökteki yeni ay, Selâm Kapısı'nın (Bâbu's-selâm) yüreği yanık aşığıdır; (Öyle ki, göklerdeki) Cevza Yıldızı bile ışığını, onun kandilinin nurundan almaktadır.

*Bu Allah'ın yüce Sevgilisi'nin mübarek İstirahatgâhı (Türbesi)'nın fazileti öyle yüksektir ki, Cenab-ı Hakk'ın izni ve rızasıyla arşına çıkartılmıştır.

*İnsanlık karanlıktan, bu toprağın ışığı sayesinde kurtuldu. Çünkü o, mevcudatın gözlerine şifa veren bir sürmedir; o nur sayesinde görmeyen gözler bile açılır.

*Nabi, (kimin huzuruna çıktığını bir düşün ve) bu dergâha; edep şartlarına eksiksiz riayet ederek gir! (Zira) burası meleklerin bile (çok büyük bir edep ve saygıyla) tavaf ettikleri ve Peygamberler'in (öpercesine) tecelli ettikleri bir yerdir.

17. yüzyıl (IV. Mehmet dönemi) Osmanlı şairlerinden Urfalı Nâbi, bir grup devlet erkânıyla hacca gitmek üzere yola çıkar. Medine-i Münevvereye yaklaştıkları gece, Peygamber Efendimiz'in (sav) huzuruna varma aşkıyla uyku uyuyamayan Nâbi, bir devlet adamının, ayakları kıbleye karşı uyuma gafleti üzerine, o anın ilhamıyla bu kasideyi söyler ve yazıya geçirir. Medine-i Münevvere'ye girdiklerinde sabah ezanının okunma vaktidir ve minarelerden Türkçe bir kaside okunmaktadır. Nâbî, dehşetle, okunanın kendi şiiri olduğunu farkeder. Hemen müezzine koşar ve bu şiiri nereden öğrendiğini sorar. Müezzin şöyle cevap verir: Bu gece rüyamda Efendimiz (sav)'i gördüm, bana 'Ümmetimden Nâbî adında bir şairin, benim hakkımda yazdığı bu kasideyi oku!' dedi. Ben de aynen okudum. Nâbî sevincinden bayılıp, düşer...



http://www.kardelendergisi.com/yazi.php?yazi=87

8 Aralık 2015 Salı

BÜTÜN BUNLAR BAHANE ASIL MAKSAT OLAN O'DUR.

Başımı koyduğum her yerde secde edilen O'dur.
Dört köşe ve altı bucakta tapılan O'dur.
Bağ bahçe, gül bülbül, sema sevgili,
Bütün bunlar bahane asıl maksat olan O'dur.

Hz Mevlâna


6 Aralık 2015 Pazar

Yoruldum...

Ben de sitem dolu sözlerle başlayayım bu günkü yazıma. İnternette dolaşan şu can sıkıcı yazılardan o kadar usandım ki artık. Hem kimin yazısını okusak bir sitem, bir serzeniş, bir akıl verme. İnsanlar hiç kendilerine bakıyorlar mı acaba? Birde nerede bu sitem yapılan insanlar? Onların hiç sesi çıkmaz mı? Hep birileri ah ediyor, nerede bu ah edilenler?

Bende çok sızlanan biriyim ama bilgisayar başına geçtiğimde kendimden utanıyorum. 

Hep birilerinden şikayet ediyoruz ama dönüp ne zaman kendimize bakacağız? Kim olduğumuzu ne zaman öğreneceğiz? O kadar kusursuz birimiyiz biz? Ne zaman bende şu hatayı yaptım diyebileceğiz. 

Ne zaman şükretmeyi öğreneceğiz? Elimizdekinin kıymetini bilemeyecek miyiz hiç bir zaman? 

Üç günlük dünya değil miydi bu? Ne zaman son günde olduğumuza kanaat getireceğiz? Ne zaman hatalarımı söyleyen kişiye teşekkür edebileceğiz? 

Yoksa böylemi ölüp gideceğiz?

Bir aşk lazım, Rabbim aşkı öğretmeden canımızı almasın...

Bizi aşkla yarattın Ya Rabbi, bizi aşksız bırakma...




2 Aralık 2015 Çarşamba

Sübhanallah (AutoCAD)




Sübhanallah: Cenab-ı Hakkın zatında, sıfatında ve efalinde bütün kusurlardan ve noksanlıklardan uzak olduğunu ifade eder.


Materyalist

O kadar materyalist bir düzenin içerisinde kaldık ki. Ağır geliyor. Söz konusu para ve paranın alabilecekleri olunca kimsenin gözü başka bir...