10 Temmuz 2015 Cuma

Tembellikten...


Âişe radiyallahu anhâ'dan rivayete göre, Nebî SallAllahu aleyhi ve sellem şöyle duâ ederdi: 

Allah'ım! Tembellikten, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan, günâhtan, ödeklikten, kabir suâlinden ve kabir azabından, Cehennem ateşinden ve Cehennem azabından, zenginlik gururunun şerrinden, yoksulluk sefaletinden Sana sığınırım!. 

Allah'ım! Bir gözü silik Deccâl'in şerrinden de Sana sığınırım. Allah'ım! Günâhlarımın kirini (el deymedik) kar, buz suyu ile yıka, kalbimi de günâhlardan —beyaz elbîseyi kirden temizler gibi— pakla; benimle günâhlarımın arasım da doğu ile batı arası uzaklığı kadar uzak kıl!.   

Amin.   

7 Temmuz 2015 Salı

SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin 
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği 
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında 
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
Uzatma dünya sürgünümü benim 
Güneşi bahardan koparıp 
Aşkın bu en onulmazından koparıp 
Bir tuz bulutu gibi 
Savuran yüreğime 
Ah uzatma dünya sürgünümü benim 
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil 
Ayaklarımdan belli 
Lambalar eğri 
Aynalar akrep meleği 
Zaman çarpılmış atın son hayali 
Ev miras değil mirasın hayaleti 
Ey gönlümün doğurduğu 
Büyüttüğü emzirdiği 
Kuş tüyünden 
Ve kuş sütünden 
Geceler ve gündüzlerde 
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Bütün şiirlerde söylediğim sensin 
Suna dedimse sen 
Leyla dedimse sensin 
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım 
Salome'nin 
Belkis'in 
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın sen bellisin. 
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için 
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini 
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini 
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta 
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında 
Çatı katlarında bodrum katlarında 
Gölgelendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba 
Hep Kanlıca'da Emirgân'da 
Kandilli'nin kurşunî şafaklarında 
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında 
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında 
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
Ey çağdaş Kudüs (Meryem) 
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında 
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında 
Güneşin sarardığını gördüm 
Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında 
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında 
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda 
Verilmemiş hesapların korkusuyla 
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır 
Yoktan da vardan da öte bir 
Var vardır 
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır 
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır 
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır 
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır 
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 

5 Temmuz 2015 Pazar

İLİM KENDİN BİLMEKTİR

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir 
Sen kendini bilmezsin 
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne 
Kişi Hak'kı bilmektir 
Çün okudun bilmezsin 
Ha bir kuru ekmektir 

Okudum bildim deme 
Çok taat kıldım deme 
Eğer Hak bilmez isen 
Abes yere gelmektir 

Dört kitabın mânâsı 
Bellidir bir elifte 
Sen elifi bilmezsin 
Bu nice okumaktır 

Yiğirmi dokuz hece 
Okursun uçtan uca 
Sen elif dersin hoca 
Mânâsı ne demektir 

Yunus Emre der hoca 
Gerekse bin var hacca 
Hepisinden iyice 
Bir gönüle girmektir

                              YUNUS EMRE


Materyalist

O kadar materyalist bir düzenin içerisinde kaldık ki. Ağır geliyor. Söz konusu para ve paranın alabilecekleri olunca kimsenin gözü başka bir...