Malum geçenlerde bir yılbaşı gecesi yaşadı bütün dünya! Bütün dünya derken kimler var içerisinde bilemiyorum ama emin olduğum kısım Suriye'de yanı başımızda zulüm gören kardeşlerimizin bu yıl başı gecesini yaşamadıkları kesin. Yada Afrika'da bir bardak su için ağlayan çocukların...
Maksadım duygu sömürüsü yapmak değil. Sadece insan hayrete düşüyor. Bir gün haberlere bakıyorum, bilmem hangi ilimizde kediler katledilmiş çevreciler ayaklanmış... Bilmem nerede bir ağaç kesilmiş çevreciler ayaklanmış... Sözlerim yanlış anlaşılmasın, maksadım kediyi ağacı aşağılamak değil, onları önemsiz göstermekte değil...
Ama sormadan edemiyorum, bu kadar insan bu acıları yaşarken, nasıl olur da sessiz kalabilir bu çevreciler? Yoksa bunların çevresinde sadece hayvanlar mı var?
Nasıl olur da bu çocukları görmezden gelebilirler?
Daha mı az acıklı bir durum var kedi katliamından? Ben gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.
Sadece çevreciler mi? Peki nerede barışçı Avrupa? Nerede Amerika? Nerede bu demokrasi?
Gerçekten şaşkınlıklar içerisinde kalıyorum.
Sözlerime başlarken maksadım kendini bilmez insanları, ne olduklarını anlamamış, hala bir ben olma arzusu içinde olmaya çalışanları suçlamak, hor görmek değildi. Benim daha çok garipsediğim asıl mesele, kendimizden bildiğimiz, hani şu Anadolu insanı dediğimiz, ülkemin insanı.
Bazen kendi kendime düşünürdüm önceleri, çocukluk olsa gerek, sanki ben büyüdükçe ülkem büyüyecek, insanlık neymiş bütün dünya ülkemden öğrenecek bunu. Ama günler geçti büyüdük ama manzara umduğum gibi çıkmadı, ülkem büyümedi istediğim gibi ama kırılan hayallerimin çöplüğü git gide büyüdü.
Her ne kadar bize tarihimiz anlatılmamış olsa da devletimiz tarafından, ki dedelerimizin yazdığı yazıyı bile okuyamaz durumdayız malesef, kulan dolma,sağdan soldan okuduğumuz bir tarih var. Ama doğru ama yanlış. Hani şu dizlerde anlatılan tarihten bahsetmiyorum tabi. Şanlı bir tarihten bahsediyorum. Üç beş çapulcunun yaptığı ahlaksızlıktan değil. Bahsettiğim tarih Türkiye Cumhuriyeti tarihide değil. Ne kadar acıdır ki, 100. yılını kutlamaya hazırlandığımız Devletimizin anlatabileceğimiz tarihine bakın. Düşünüyorum kendimce, Bir çocuk gelse sorsa:
- Biz Türk Milleti çok zekiyiz, çalışkanız, insanlara yardım ederiz, Türkiye Cumhuriyeti olarak biz ne yaptık bu güne kadar?
....
....
....
Hala düşünüyorum...
....
....
- Biz, biz, biz....
- Çok zekiyiz ama bunca yıl bizi sömürenleri göremedik, çok çalışkanız ama hala bir bilgisayar yapamıyoruz, çok yardım severiz ama ülkemiz bırakın diğer insanlara yardım etmeyi, kendi insanına DİNİDEN dolayı eziyet etti. Namaz kıldırmadı, ezanını dinletmedi, Kur'an'ını okutmadı, başını kapattırmadı...
Bence bir de siz cevap vermeye çalışın 100.yılını kutlamaya hazırlanan bir Devlet olarak biz neler yaptık. Ömrüm boyunca unutmayacağım kadar irtica lafı duydum ama, irtica diyenler kadarda nankör insanlar görmedim. Nankör dedim, evet gerçekten nankör. Bunca yıl irtica deyip sülük gibi garibanların kanını emdiler sonrada yine onları hor gördüler. Gerçekten nankör bunlar.
Evet hayallerim vardı ülkem dünyaya örnek olacaktı. Gerçi su günlerde sanki sanki olacak gibi ama benim hayallerim artık inşa edilemeyecek kadar enkaz olmuş durumda.
Hayallerimin yıkılmasındaki en büyük nedene gelince. Küçükken sülükler kan emerlerdi ama bilirdik bunlar sülük, işleri bu diye.Kendi etrafımıza baktığımızda birbirini seven saygı duyan insanlar vardı, kısacası öyle yada böyle Allah (cc)'dan korkan insanlar vardı. Son on yıldır sülükler ki insanların boynundan düşmeye bağladı bu sefer herkes onlara benzer oldu.
Son yıllarda, ülkemizin bir adı oldu bir şanı şerefi oldu ama insanlarının ahlak yapısı değişti. Buna en basit örnek yılbaşı gecesinde.
Sizlere dört tane yılbaşı resmi ekledim. Bunların ikisi Türkiye'nin diğer ikisi değil. Peki aralarında ki fark ne?
Biz batılı değiliz, biz Amerikalı değiliz. Bizim köklerimizden gelen bir kültürümüz var. Bu nasıl bir yozlaşmadır. Ben batıyı Amerika'yı örnek almayalım demiyorum, örnek alırken doğru şeyi örnek alalım.
Amerikalı bilgisayar üretirken
bizler oyun oynamayalım bilgisayar başında. Amerikalı barış diyerek savaş ilan ederken, bizler insanlara barışı yaşayarak öğretelim, kedilere göz yaşı döküp, yaralı çocukları göz ardı etmeyelim.
Umutlarımın kırılmasının en büyük nedeni bu işte. Biz Batıyı örnek aldık ama uçağını değil, şapkasını aldık. Biz batıyı örnek aldık ama bilimini değil, harflerini. Biz hatayı en başında yaptık. Biz batıyı örnek aldık ama şarabını içkisini, suyu arıtmasını değil.
Bunlar ne ülkeme ne de Türk Milletine yakışan şeyler. Bizim kültürümüze rüzgar değse, tozlarıyla batı kıyamete kadar yaşar. Ama onların bir damla birası bizi kanımızda boğar.
Biz her şeyden öte Müslümanız ve bize kimliğimizi yaşattıran da İslam kültürüdür. Yaratılanı severim, Yaratan'dan ötürü, İslam kültürüdür. Bunu batılı anlayamaz. Komşusu açken, tok yatan bizden değildir'i batılı anlayamaz.
Biz bilimi anlarız, insanlığı da biliriz ama yine diyorum hayal kırıklığı içindeyim. Yılbaşı gecesi biz sadece dansı almışız batılıdan, müziği almışız. Yıl başı gecesi sadece havai fişeklere harcanan para kaç tane çocuğa su kaynağı olurdu hiç düşündünüz mü? Yada çocuklarınızı karakollara düşüren içkiler için harcanan para?
Umutlarım gerçekten kırıldı çünkü, bu ülkenin kızları erkeklerinden çok daha batılı oldu. İlimde fende batılı olmadı, kılıkta kıyafette, kültürde batılı oldu. Yarının anneleri bunu yaptı. Kendi kültürünü bilmeyen bir anne, hangi kültürü yavrusuna anlatacak?
Bu düşünceye mi nerden vardım?
Hiç bir genç kızın dolmuşta yaşlı bir teyzeye kalkıp yer verdiğini göremedim.
Teyzelerim bu gençlik sizin eseriniz.
Gelecegin anneleri, vatanın emanetçilerinin yol göstericileri, atasına saygı göstermeyenin, elinden hamur çıkmaz.